WhatsApp Destek

Lezzet & Bilgi Paylaşımı

Pastırmanın Tarihçesi
14.04.2021

  Günümüzde Kayseri pastırma üretim kenti olarak bilinir. Pastırma eski bir Türk yiyeceğidir.

            Orta Çağlarda Avrupa’ya akın eden Hun Türkleri’nin, pastırmayı yiyecek maddesi olarak kullandıklarını Romalılardan öğreniyoruz. Waber Baldamus isimli Romalı yazar kitabında, Antalyalı Amianus’un 273-275 yıllarında yazmış olduğu eserinde, Hun türklerinin bu husustaki adetlerinden şu şekilde bahsettiğini bildirmektedir: “ Hunlar yemek tanımazlar yaban etleri ile atın sırtında, baldırları arasında ezdikleri yarı pişmiş eti yerler.”

Kayseri’de pastırmacılık Orta Asya’dan gelen Türkler’in etkisiyle başlamış ve zamanla gelişmiştir. Sonradan bir kısım Ermeniler de bu san’atı yapmışlardır. 17.yy da 1611-1682 yılları arasında yaşamış olan Seyyah Evliya Çelebi, seyahatname isimli eserinde Kayseri’den şu şekilde bahsetmektedir:" Makulat ve imalata has beyaz ekmeği, lavaşa yufkası, katmerli böreği, lahm-ı kadit namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır pastırması ve nilskli et sucuğu bir tarafta yoktur”.  Bu bilgilerden de anlaşıldığı kadarıyla, Kayseri'de 17. yüzyılda pastırma imalatı vardı. O zamanlar yapılan pastırmaların güzel kokulu olmaları için çemenlerine kimyon katıldığını da ayrıca öğrenmiş oluyoruz.

Kayseri’de Pastırma ve sucuk imalatı ciddi bir endüstri halini almıştır. Sadece Kayseri pazarına değil tüm Türkiye piyasasına hitap etmek için yapılmaktadır. Buradan, yurtdışına ihracat da olmaktadır. 1933-1936 yılları arasında 62.012 adet hayvan kesilerek, bundan elde edilen toplam, 2.325.550 kilo pastırma ve sucuk Suriye, Mısır ve Yunanistan’a ihraç edilmiştir. Günümüzde de bu ihracat, yine Ortadoğu ve Avrupa’ya peyderpey sürdürülmektedir.

Kayseri Melikgazi belediyesinin eski mahallerindeki evlerde dağınık ve kontrollerden uzak olarak faaliyet gösteren pastırma ve sucuk imalathaneleri, 1945 yılında belediyenin uygun yer göstermesi üzerine şimdi faaliyet gösterilen Kayseri’nin Karpuzatan mevkiindeki yerlerine taşındılar.

Her yer deki pastırma meraklıları, pastırma temini için Kayseri’yi tercih etmektedirler. Pastırmaya Kayseri’nin yerli et konservesi de denilir. Pastırma en fazla sonbaharda yapılır. Diğer mevsimlerde ise talebe göre imalat yapılır.

Halk arasında pastırma yazı sıcağı denilen sıcaklar, Eylül ayının yarısından sonra başlayıp, sonbaharın sonuna kadar görülen sıcaklardır. Bu sıcaklar, pastırmanın kuruması ve olgunlaşması için lazım olan en iyi sıcaklardır. Sonbaharın bu sıcak günlerine pastırma yazı denilir.

Pastırma, Türkler vasıtasıyla Rumeli'ye, Balkanlar'a ve çevresine götürülmüştür. Bu tarihsel yolculuk boyunca Oğuzlarla birlikte göç eden pastırma, Anadolu'nun ortasındaki Kayseri'yi kendine yurt edinmiş; sonra da ünü dört bir yana yayılmıştır.

  Günümüzde Kayseri pastırma üretim kenti olarak bilinir. Pastırma eski bir Türk yiyeceğidir.

            Orta Çağlarda Avrupa’ya akın eden Hun Türkleri’nin, pastırmayı yiyecek maddesi olarak kullandıklarını Romalılardan öğreniyoruz. Waber Baldamus isimli Romalı yazar kitabında, Antalyalı Amianus’un 273-275 yıllarında yazmış olduğu eserinde, Hun türklerinin bu husustaki adetlerinden şu şekilde bahsettiğini bildirmektedir: “ Hunlar yemek tanımazlar yaban etleri ile atın sırtında, baldırları arasında ezdikleri yarı pişmiş eti yerler.”

Kayseri’de pastırmacılık Orta Asya’dan gelen Türkler’in etkisiyle başlamış ve zamanla gelişmiştir. Sonradan bir kısım Ermeniler de bu san’atı yapmışlardır. 17.yy da 1611-1682 yılları arasında yaşamış olan Seyyah Evliya Çelebi, seyahatname isimli eserinde Kayseri’den şu şekilde bahsetmektedir:" Makulat ve imalata has beyaz ekmeği, lavaşa yufkası, katmerli böreği, lahm-ı kadit namı ile şöhret bulan kimyonlu sığır pastırması ve nilskli et sucuğu bir tarafta yoktur”.  Bu bilgilerden de anlaşıldığı kadarıyla, Kayseri'de 17. yüzyılda pastırma imalatı vardı. O zamanlar yapılan pastırmaların güzel kokulu olmaları için çemenlerine kimyon katıldığını da ayrıca öğrenmiş oluyoruz.

Kayseri’de Pastırma ve sucuk imalatı ciddi bir endüstri halini almıştır. Sadece Kayseri pazarına değil tüm Türkiye piyasasına hitap etmek için yapılmaktadır. Buradan, yurtdışına ihracat da olmaktadır. 1933-1936 yılları arasında 62.012 adet hayvan kesilerek, bundan elde edilen toplam, 2.325.550 kilo pastırma ve sucuk Suriye, Mısır ve Yunanistan’a ihraç edilmiştir. Günümüzde de bu ihracat, yine Ortadoğu ve Avrupa’ya peyderpey sürdürülmektedir.

Kayseri Melikgazi belediyesinin eski mahallerindeki evlerde dağınık ve kontrollerden uzak olarak faaliyet gösteren pastırma ve sucuk imalathaneleri, 1945 yılında belediyenin uygun yer göstermesi üzerine şimdi faaliyet gösterilen Kayseri’nin Karpuzatan mevkiindeki yerlerine taşındılar.

Her yer deki pastırma meraklıları, pastırma temini için Kayseri’yi tercih etmektedirler. Pastırmaya Kayseri’nin yerli et konservesi de denilir. Pastırma en fazla sonbaharda yapılır. Diğer mevsimlerde ise talebe göre imalat yapılır.

Halk arasında pastırma yazı sıcağı denilen sıcaklar, Eylül ayının yarısından sonra başlayıp, sonbaharın sonuna kadar görülen sıcaklardır. Bu sıcaklar, pastırmanın kuruması ve olgunlaşması için lazım olan en iyi sıcaklardır. Sonbaharın bu sıcak günlerine pastırma yazı denilir.

Pastırma, Türkler vasıtasıyla Rumeli'ye, Balkanlar'a ve çevresine götürülmüştür. Bu tarihsel yolculuk boyunca Oğuzlarla birlikte göç eden pastırma, Anadolu'nun ortasındaki Kayseri'yi kendine yurt edinmiş; sonra da ünü dört bir yana yayılmıştır.

Yardım ?
Müşteri Merkezi
+90 (352) 221 13 76
+90 (532) 447 56 92
E-Posta Desteği
info@pastirmamerkezi.com
Kart
Kart
Kart
Copyright © 2021. pastirmamerkezi.com'un tüm hakları saklıdır. Kredi kartı bilgileriniz 256 bit SSL sertifikası ile korunmaktadır.